Felsefe Üzerine Düşünceler

Felsefe; düşünmek, sorgulamak, irdelemek; insanla ve insan yaşamıyla ilişkili her konuya nitelikli sorular sorularak alınan yanıtların irdelenmesiyle varılabilen düşünceler bütünüdür. Felsefe deyince akla ilk gelen kavramlardır bunlar. Düşünen ilk insanla başlayan “felsefe: derin düşünme” serüven ve yolculuğu hiç bir zaman durmadı. Derin düşünmeleri seven büyük düşünürlerin, uzun yıllarını ve hatta yaşamlarını vererek açtıkları yeni yollar, yeni sayfalar ve yeni konular ile her gün daha da gelişmekte, derinleşmekte ve ilerlemektedir, yaşamın kendisi gibi! Aslında felsefe, kısaca yaşamın kendisidir; ama somut olarak değil, yaşamın gündelik sıradanlıklarının değil, daha çok soyut kavramlarının bolca ve derince sorgulandığı bir araştırma okuludur sanki! Yaşamın görünen sıradanlıklarını değil, görünmeyen perde arkalarını, yani bir anlamda yaşamın bilinmez gibi görünenlerini düşünmek ve sorgulamaktır felsefe. Evet, temelde basit tanımıyla felsefe, “düşünmek ve sorgulamaktır” denilebilse de, genelde uygulama ve deneyimleme süreci zor ve sancılı olur. İlginç olan, bu derin düşünsel süreçlerin sonunda net bir noktaya ulaşabilmenin neredeyse olanaksızlığıdır! Çünkü bu değerli ve yüce yolculuklara, antik çağ düşünürlerinden beri nice değer olmuş büyük düşünürler bile, üzerinde çalıştıkları ve derince düşündükleri hiç bir konuya tam olarak nokta koyamamışlar, “bu, budur!” diyememişlerdir. Açılmış olan bunca felsefe okullarında yapılmış ve yapılmakta olan bunca dersler, üretilen onca düşünceler ve bu derin düşüncelerin sonunda ortaya çıkan mükemmel düşünsel enerji ve bu enerjilerin güneş gibi yansıdığı binlerce ciltlik felsefe kitaplığına rağmen, hiç bir büyük düşünür, hiç bir felsefe konusuna nokta koyamamış; sadece kendi kişisel düşüncelerini belirtmişlerdir. Tümel yaşam sürdükçe, düşünce fırtınaları, sorgulamalar ve irdelemeler de devam edecek ve felsefe de var olacaktır. İnsanı ve yaşamı değerli kılan da, zaten düşüncelerimiz ve değerlerimizdir. Düşüncesiz bir dünyanın, düşüncesiz bir yaşamın değersiz ve anlamsız olacağı da bilinen gerçektir.
Mahmut Özturan
(2012)